Elon Musk'un SpaceX şirketinin 2 Amerikalı astronotu uluslararası uzay istasyonuna taşıyan roketi geçtiğimiz yıl fırlatılmıştı.
SpaceX'in Falcon 9 roketi ve Crew Dragon kapsülü Florida'daki Kennedy Uzay Üssü'nden fırlatıldı ve 12 dakika da uzaya ulaştı.
Tabi o 12 dakika da ülkemiz de akla ziyan bir sürü şey yaşanıyordu.
Malum televizyon kanallarında bir sürü abuk sabuk adam yalan yanlış şeyler söyleyerek kafa ütüleyip siyasetin amigoluğunu yapıyorlardı.
At gözlüğünü takmışlar kendilerinin bile inanmadığı bir sürü zırvayı ballandıra, ballandıra anlatıyorlardı.
Ülkemiz ne acıdır ki bu şekilde geleceğe milim ilerleyemez.
Bilim ve teknoloji reddedilerek inanç ve kimlik üzerinde toplum dizayn edilmeye çalışılıyor.
Geleceğin değil geçmiş dünyasında yaşamakta ısrar var.
Tabi araştırmayan, sorgulamayan yeni bir toplumsal yapı inşa ediliyor.
Bu fotoğrafa baktığımızda ise kuşkusuz geleceğin dünyasında her açıdan gelişmiş bir Türkiye’nin var olması mümkün değil.
Tüm enerjisini kendi içinde tüketen ülkemizin ivedi olarak yüzünü bilime ve teknolojiye, demokrasi ve özgürlüklere dönmesi gibi bir zorunluluğu var.
Bilim ve teknoloji üzerine okulların, üniversitelerin öncelikli olarak eğitim vermesi gerekiyor.
Çağı yakalamak her alanda büyük olmak ancak ve ancak çağın gereklerini yerine getirmekle mümkündür.
ABD eğer on yılardır uzaya insan ve araç gönderip araştırma yapıyor, yeni dünyalar arıyorsa tabi ki o anlamda büyük ülkedir.
Beğenip, beğenmemek apayrı bir şey.
Kapitalist ve emperyalist olması gerçeğini aklımızın bir kenarında tutarak ve unutmayarak uzaya araştırmalarına dönük çabalarını da görmezden gelemeyiz.
SpaceX'in Falcon 9 roketi ve Crew Dragon kapsülü 12 dakika da uzaya çıkarken bunları düşündüm.
O 12 dakikada Türkiye bir kez daha kutuplaştırılmış, bir kez daha senden benden diye ayrıştırılmıştı bile.
Yazık oluyor güzelim ülkeme…