Gebze’nin tarihi ve kültür varlıkları gerçekten yeterince tanıtılmadığından ötürü bilinmiyor. Bırakın başkalarını Gebze’de yaşayan birçok kişi kentin geçmişinin önemli izleri olan tarihi yapıları, mekânları bilmez. Hatta öyle ki her gün yanından geçip gittikleri Çoban Mustafa Paşa Külliyesi hakkında doğru düzgün bilgileri yoktur. Oysa Çoban Mustafa Paşa Külliyesi 499 yıllık geçmişiyle Gebze adına çok önemli tarihi eserdir.
Osmanlı döneminde menzil kasabalarının en önemlilerinden olan Gebze’de Çoban Mustafa Paşa tarafından 1523'te yaptırılan külliyenin bilindiği gibi önemli parçalarından birisi kervansaraydır.
Eskiçarşı içinde kalan tarihi kervansaray zamanında yolcuların ve binek hayvanlarının dinlenip konakladığı mekandı. Ne var ki zaman içinde işlevini yitirdi, sonra ki yıllarda ise bir takım kişiler tarafından ele geçirildi. Yakın zamanda ise bir takım uyanıklar kervansarayı önce amacı dışında kullanmaya ardından ise çevresine bina yapmaya başladılar. Tabi dört tarafına yapılan beton binaların tam ortasında kalan kervansaray yıllarca kaderiyle baş başa kaldı.
Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nin 1961-1970 yılları arasında restorasyon çalışmalarını yürüten Yüksek Mimar Cahide Tamer ( d.1915- ö.2005) kervansaray ile ilgili olarak sanırım 1971 yılında İstanbul anıtlar yüksek kuruluna bir yazı gönderiyor ve kervansarayın etrafına beton binalar yapıldığını bildiriyor. Tabi devletin bürokratı o zamanlar pekte bu tür şeylerle ilgilenmiyor. Sonuçta, Eskiçarşı içinde ki kervansaray tamamen beton binalarla kuşatılıyor.
Yazının başlığında ifade ettiğim gibi ülke insanı olarak tarihi ve kültür varlıklarımıza sahip çıkamıyoruz.
Buna en iyi örnek yukarıda sözünü ettiğim ve özet bilgiler verdiğim Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’dir. Bu yapının 9 yıl restorasyon çalışmalarını yürüten Yüksek Mimar Cahide Tamer anılarında söz ettikleri ibret vericidir.
Restorasyona başlamadan önce Külliye’nin adeta virane gibi olduğunu belirtiyor, kubbelerinin kurşunlarının çalınıp çarşıda kurşuncularda eritilip satıldığını yazıyor. Yine Külliye ’ye ait bir taş sütunun yerinden alınıp Gebze Orta Okulu bahçesine götürülerek kürsü gibi kullanıldığını ifade eden Cahide Tamer, Külliye’nin bir çok kısmında bulunan odunların söküldüğünü hatta kimi kısımlarda ki taşların bile yerinden çıkarılıp götürüldüğünü ifade ediyor.
Yine dönemin tanınmış gazetecilerinden Refi Cevat Ulunay (d.1890 ö.1968) külliyenin o dönem ki perişan hallerini Yeni Sabah ve Milliyet gazetelerindeki köşelerinde yazmıştır. Böylesine önemli bir tarihi eserin sahipsizliğine adeta isyan etmiştir.
Refi Cevat Ulunay, benim bizzat okuduğum bir köşe yazısında ise cami de kimi değerli eşyalardan bazılarının çalındığını, yok edildiğini de ifade etmiştir.
Özetle, Gebze’nin en önemli tarihi eseri olan Çoban Mustafa Paşa Külliyesi yakın tarih içinde yağma edilmişti.