İnsanoğlunun sorunlar karşısındaki çözümü tıpkı doğadaki diğer hareketli köksüz canlıların yaptıklarıyla aynıdır. Seçtiği yolda belirleyici olan karakteri ve kişiliğidir.
İnsan içgüdü ve galip gelme duygusu yerine, kaybetme duygusuna kapıldıysa, dünyanın en zor ve zararlı canlısına dönüşür. Böyle bir yola girdiyse eğer kendini haklı görür, geriye dönük eleştiri ve empati duygusu kanallarını iptal eder.
Bir aslanı düşünün, avlanırken avı güçlüyse öncelikle nefes borusuna saldırır. Av sürecinde tecrübe ile bunu sabitlemiştir. Eğer avının nefesini keserse, avın yaşamını en kısa sürede sonlandırır. Diğer türlü avın bir şekilde kurtulma şansı olabilir. Kesin çözüm nefesini kesmektir. Hayvani bir duyguyla nefesini kesmeyi yeğler.
Bir de takım halinde gerçekleştirilen avlanmalar vardır. Güçlü bir av için, birlikte planlı avlanma gerekiyor. Başarı planlı avlanmadır.
Aslanların zürafa avlanmalarında, arkadan saldıran aslan zürafaya tutunursa, zürafaya yük olur, yaralar ve hızını keser. Yandan saldıran aslan, zürafanın yönünü belirler aynı keza zürafaya yük olmak ve hızını kesmek için saldırır. Fakat en önemli görev en güçlü en iyi zıplayabilen tecrübeli genç aslandadır. Zürafanın koştuğu yönde bekler, Zürafa yaklaştığında öyle bir atlar ki o koca çınar boyluyu, gırtlağından yakalarsa Zürafanın kurtuluş şansı kalmaz. Eğer nefesini kesebilir ise günlerini gün ederler. Selvi boylu Zürafa, büyük bir sofra olur.
Hayvanın önüne yiyeceğinden fazlasını koyarsanız ihtiyacı kadarını yer, fazlasını yiyemez. O gün karnını doyurmak ona yeter.
Anadolu halkının diliyle Canavar hariç. Yani bugünkü dilimizde Kurt hariç, kurt sürüye daldığında gırtlağından yakaladığı koyunu, kuzuyu boğup bırakır. Diğer koyunlara yönelir. Kimisinin karnını parçalar, bağırsakları ortaya çıkar, hayvan hareketsiz kalır bu eylemi sürünün tamamını yok edene dek gücü yetene kadar sürdürür. Oysa ihtiyacı olan bir koyun ona fazlasıyla birkaç gün yeter. Zararlı hayvan olduğu için zarar vermeye devam eder taaki çoban veya çoban köpeği gelene kadar. Sonrada belki de eli boş bırakıp kaçar.
İnsan öyle mi?
İnsan doymayan ender bir canlı türüdür. Tüm imkânları önüne sersen sonsuz ömürde tüketeceklerini ister. İşte tam bu noktadayız.
Bencillik, ben ve benim geleceğim duygusu.