Siyaset mezarlığı kendisini bulunmaz bir nimet gibi gören politikacılarla dolu.
Gazetecilik yaşantımız da bunun örneklerini çokça gördük ve yaşadık.
Mesleğe ilk başladığımız yıllarda Gebze bölgesinde kargadan başka kuş tanımayan o kadar çok siyasetçi vardı ki.
Sanırsınız ki küçük dağları bunlar yaratmıştı.
Sonuçta onların dönemi bitince koltukta altlarından gidince siyaset mezarlığında yerini aldılar.
Birçoğunun bugün ne ismi, nede cismi anımsanıyor.
Oysa muktedir ve koltuk sahibi oldukları zaman içinde alımlarından çalımlarından geçilmiyordu. Burunlarından kıl aldırmıyor, kendilerini en akıllı, en zeki olarak görüyorlardı.
Ama iktidarları bitince kıçlarının üzerine oturdular.
Çünkü ortada onlara güç veren enerji iktidar tükenmişti.
Yani film bitmişti.
DÜN VE BUGÜN
Genel anlamda bugünün siyasetçileri de dünkülerin tıpkısının aynısı. Makam ve mevki sarhoş etmiş, ne yaptıklarını bilmiyorlar.
Birçoğu ise daha üst düzey siyasetçiler gibi güç zehirlenmesi yaşıyor. İktidar ve muktedir olmanın verdiği hazla akıl sınırlarını zorlayacak şeylere yöneliyorlar.
Kargadan başka kuş tanımıyorlar.
Zaten çevrenize baktığınız zaman bu siyasetçilerin kim olduğunu görebilirsiniz zaten birçoğunu biliyorsunuz.
Bunları görünce aslında siyasetin ne denli tehlikeli bir şey olduğunu da görüyorsunuz.
SİYASETÇİYE GÜVEN
Siyasetin ülkemiz de bu denli cıvıklaşması, koltuğu kapan veya bir yere seçilen kişini kimlik ve kişilik erozyonuna uğraması sonucu siyaset berbat bir hal alıyor.
İnandırıcılığı kalmıyor, güvenirliği sıfırlanıyor.
Hele bölgesel, lokal siyaset yapanların kendilerine profesyonel siyasetçileri örnek alması da yanlışların katmerli bir şekilde çoğalmasına neden oluyor.
Hani bir söz var ya Anadolu’da , “hoca o…sa cemat s…mış” diye.
Durum aynen böyledir.
Kendisine rol model olarak gördüğü büyük siyasetçilerin hal ve hareketleri, tutumları yerel kimi siyasetçiler için adeta yol gösterici oluyor.
Siyasetin verdiği bütün olanakları, gücü kendisi, yakınları ve çevresi için kullanıyor.
Siyaseti paranın ve zenginleşmenin aracı haline getirip bu sayede götürebildiği kadar kamu kaynaklarını götürüp talan ediyor.
Tabi minareyi çalan kılıfını hazırladığından çalma çırpma işlemi sonrasında ortada fazla iz bırakılmıyor.
Zaten yıllardır söğüşlenen vatandaş ise bu olup bitenlerden çok kendisine sürekli dayatılan suni gündem bombardımanı altında ne yapacağını bilemez hale getiriliyor.
SİYASET KALKANI
Şimdi diyeceksiniz ki adam siyaset yoluyla malı götürmüş siyaset yapsa ne olur yapmasa ne olur.
Ancak durum tabi ki böyle değil. Siyaset virüs gibi bu hastalığı kapanların bünyesine yayılıyor. Trilyonlarca lira parası olsa bile siyasetin verdiği gücü, lezzeti başka bir yerde bulamıyor. Ayrıca siyaset yoluyla bir şekilde arakladığı haksız kazançtan yargılanmamak, sorgulanmamak içinde siyasetin kalkanına sığınıyor.
Dün böyleydi, bugün böyle, eğer bu sistem değişmez ise yarın da aynen böyle olacak.
Çünkü bu ülkede partisi fark etmez siyaseti yapanlar dengeyi kaybettiği andan itibaren güç zehirlenmesi yaşıyor.