Solunum Derneği TÜSAD, kronik solunum hastalıklarının ve akciğer kanserinin yanı sıra COVID-19 enfeksiyonu sonrasında pulmoner rehabilitasyonun önemine dikkat çekti. TÜSAD Pulmoner Rehabilitasyon Çalışma Grubu Prof. Dr. Gazi Gülbaş; yaşam kalitesini artıran bu ‘kişiye özel tedavi yöntemi’nden daha çok hastanın yararlanması gerektiğini, bunun için de pulmoner rehabilitasyon ünitelerinin sayısının artırılması gerektiğini vurguladı.
Asırlar boyunca egzersizin insan sağlığı üzerine faydalı olduğu biliniyor. Yaklaşık 200 yıldır bilinen pulmoner rehabilitasyon ya da diğer adıyla solunum terapisi, modern anlamda yaklaşık 30 yıldır uygulanıyor. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), bu yıl 14-20 Mart arasına denk gelen “Pulmoner Rehabilitasyon Haftası”nda, kronik solunum hastalıklarının ve akciğer kanserinin yanı sıra COVID-19 enfeksiyonu sonrasında bu tedavi yönteminin önemine dikkat çekti.
NE FAYDA SAĞLIYOR?
TÜSAD Pulmoner Rehabilitasyon Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Gazi Gülbaş, hastaların yaşam kalitesini artıran bu tedavi yönteminin yaygınlaştırılmalı gerektiğini vurguladı. Gülbaş, şu bilgileri verdi:
Yaşam kalitesini artırıyor- Amaç; pulmoner rehabilitasyonla kronik solunum problemi olan hastalarda günlük yaşam aktivitelerindeki kısıtlılığın azaltılması ve fonksiyonel kapasitenin mümkün olan en yüksek seviyeye çıkartılarak bireyin kendine yeter hale getirilmesidir..
Kişiye özel bir yöntem- Pulmoner rehabilitasyon; göğüs hastalıkları, fizik tedavi, psikolojik danışmanlık ve beslenme gibi farklı bölümlerin iş birliği ile hazırlanan kişiye özel tedavi yaklaşımıdır.
Egzersiz ile sınırlı değil- Başarılı bir pulmoner rehabilitasyon programı sadece egzersiz çalışması ile sınırlı değildir. Bu program aynı zamanda sigarayı bırakma, dengeli beslenme, ilaç ve ilaç dışı tedavi önerilerini de içerir.
Devamlılığı sağlanmalı- Program bittikten sonra da hastanın egzersizlerine devam etmesi amaçlanır. Hasta değerlendirmesini takiben bireye göre belirlenen egzersiz programı ile nefes darlığı ve fiziksel aktivitede azalma kısır döngüsünün kırılması sağlanır.
Tedavi maliyetleri düşüyor- Pulmoner rehabilitasyonun çok sayıda faydasının yanı sıra tedavi maliyetlerini de azaltıyor.
HANGİ HASTALARI İLGİLENDİRİYOR?
Gülbaş, özellikle KOAH, astım, bronşiektazi gibi kronik akciğer hastalıklarının yanı sıra, göğüs duvarı ve kas-iskelet sistemini etkileyen hastalıklarda pulmoner rehabilitasyonun faydasının ve etkinliğinin kanıtlandığını belirtirken, uygulamanın faydalarını şöyle özetledi:
Kronik solunum yetersizliği- Kronik solunum yetersizliği olan hastaların uygun ilaç tedavisi alsalar da şiddetli nefes darlığı ve egzersiz kapasitesinde ciddi kısıtlanma yaşayabilirler. Bu durum hastanın yaşam kalitesinin bozulmasına ve sosyal yaşamdan mahrum kalmasına sebep olur. Kronik solunum yetersizliği aynı zamanda hastanın tedaviye uyumunu da olumsuz etkiler. Bu nedenle kişiye özel pulmoner rehabilitasyon programları uygulanmalı.”
Kanser ve nakil tedavisi- Akciğer kanseri ve akciğer nakli ameliyatlarının öncesi ve sonrasında yapılan pulmoner rehabilitasyonu uygulamalarının ameliyatların başarısını artırıyor ve yan etkileri azaltıyor.
COVID-19 sonrasında etkili- Son iki yılda dünyayı etkisi altına alan COVID-19 hastalığı sonrasında da bu tedavi yöntemine başvuruluyor. Özellikle uzun süre hastanede ya da yoğun bakımda yatan hastalarda da pulmoner rehabilitasyon programına ihtiyaç duyuluyor.
ÜNİTE VE PERSONEL SAYISI ARTIRILMALI
Açıklamasında TÜSAD’ın “Tükenmeyen nefesle…” mottosunu hatırlatan Gülbaş, pulmoner rehabilitasyonun yaygınlaşmasına yönelik önerilerini de şöyle sıraladı: “Tükenmeyen nefes için solunum kaslarının aktif ve zinde olması çok önemli. Sağlıklı bireylerin aktif yaşam sürmesini, düzenli yürüyüş ve spor yapmasını öneriyoruz. Kronik solunum yetersizliği tanısı alan hastaların ise daha aktif bir yaşam sürmesi için teşvik edilmesi gerekiyor. Bu hastaların pulmoner rehabilitasyon tedavisi açısından değerlendirilmesi çok önemli. Bunun için Türkiye’de son derece az olan pulmoner rehabilitasyon ünitelerinin sayısının ve donanımının artırılmasının çok önemli. Bunun yanı sıra nitelikli personel ile daha fazla hastaya ihtiyacı olan pulmoner rehabilitasyon programı sunulmalı.”
Gazi Gülbaş
TÜSAD HAKKINDA
Göğüs hastalıkları alanında ülkemizin ilk bilimsel meslek kuruluşu olarak 22 Haziran 1970 yılında İstanbul’da kurulan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), halen Türkiye genelindeki 4.500’ün üzerindeki üyeleri ile “halkın akciğer sağlığını korumak” amacı doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Toplumsal ve mesleki eğitimi, araştırmaları destekleyerek halk sağlığının korunmasına yönelik faaliyetler yürüten TÜSAD, “Tükenmeyen bir nefesle” sloganı ile 52 yıllık geçmişinde 43 ulusal kongre, sayısız bilimsel toplantı, sempozyum, iki dünya kongresi ile bilinçlendirme ve farkındalık projelerine imza attı.