Görme kaybına yol açabilir!

Cengiz Akgün
Cengiz Akgün
13 Ağustos 2022 Cumartesi 13:56
Görme kaybına yol açabilir!

Gözde bulunan ve ışığı odaklayan kısım olan mercekte bulanıklaşma olması katarakt olarak adlandırılır. Görme kaybına kadar neden olabilen bu durum, görmede bulanıklaşmaya yol açar. Ayrıca görmede matlaşmaya sebep olabilir.

Kataraktı olan kişilerde sürekli yeni gözlüğe ihtiyaç duyma gibi şikayet ortaya çıkabilir. Ayrıca kataraktlı bazı kişilerde araba farları veya diğer ışık kaynakları parlıyormuş gibi görünebilir. İleri evre katarakt, göze bakılarak anlaşılabilir. Ancak kesin tanının konulabilmesi için göz doktoruna gidilmesi gereklidir. Görmede kayıp olması katarakt dışında diğer sebeplere bağlı da olabilir. Bu nedenle göz doktoru kapsamlı bir göz muayenesi ile bu duruma yol açabilecek diğer sebepleri gözden geçirir. Yapılan muayene sırasında kişilerin uzak ve yakını ne kadar iyi gördüğü kontrol edilir. Ayrıca odak noktasından ne kadar uzağın görüldüğü, yapılan testler ile bakılır. Bunların dışında cihazla göz tansiyonu ölçümü yapılır ve yine cihazlar yardımıyla gözün arkasına bakılarak sinir hasarı olup olmadığı araştırılır. Katarakt bulunduğu tespit edilen kişilerde görme kaybı varsa uygulanacak tedavi yöntemi ameliyattır. Ameliyat sırasında bulanıklaşma olan mercek, yapay bir mercek ile değiştirilir. Ancak kataraktı olan her insanda ameliyata ihtiyaç duyulmayabilir. Bununla birlikte ameliyat, özellikle şiddetli kataraktı olan kişilerde görmenin belirgin bir şekilde düzelmesine yardımcı olur.

Katarakt Nedir?

Katarakt genellikle artan yaşla birlikte ortaya çıkan, bulanık veya bozuk görmeye yol açan ya da tedavi edilebilen ağır görme kaybına kadar ilerleyebilen göz merceğinde saydamlığın kaybolmasıdır. Köken olarak Latince “catarractes” kelimesinden gelir ve şelale anlamına gelir. Çünkü özellikle şiddetli vakalarda kataraktlı göze dışarıdan bakıldığında köpük şeklinde beyaz opaklığın olması, şelalenin köpüklü sularını andırır. Katarakt hastalığı dünya genelinde görme kaybının en önemli nedenlerinden birisidir. Yetersiz beslenme, metabolik bozukluklar, güneş ışığı veya diğer radyasyon kaynaklarına aşırı maruziyet, travma veya kortizon gibi bazı ilaçların kullanımı, katarakt oluşumunu hızlandırabilir. Henüz kanıtlanmış bir tıbbi tedavisi olmasa da göz içi lens implantasyonu ile kombine edilen modern mikrocerrahi teknikler sayesinde hastaların birçoğunda normal görüş geri kazandırılabilir. Dünya çapında katarakt nedeniyle 1990 yılında 12.3 milyonda körlük varken bu sayı 2010’da 20 milyona yükselmiştir. Ancak katarakt cerrahisindeki ilerlemeler ve yapılan ameliyatların dünyanın çoğu bölgesinde artması nedeniyle katarakta bağlı körlük oranı da azalmaya devam etmektedir.

Katarakt Çeşitleri Nelerdir?

Kataraktlar muayene sırasında etkilenen bölgeye göre, nükleer, kortikal veya posterior subkapsüler katarakt olarak sınıflandırılır. Ancak çoğu hasta, bu sınıflandırmalardan bir veya birkaçına birden sahip olduğu için katarakt çeşitleri klinikten ziyade araştırmalarda daha sık kullanılır.

Nükleer katarakt: Merceğin orta bölümünde opaklaşma ya da renk değişimi görülür. Bu bölümde giderek ilerleyen sararma, kahverengileşme, opaklaşma ve skleroz (sertleşme) oluşur. Ancak ilerleme süreci genellikle çok yavaş gerçekleşir. Renklerde ve beyazda belirgin ölçüde matlaşma gibi şikayetler görülebilir. Renklerdeki parlaklık diğer gözle karşılaştırıldığı zaman fark edilebilir. Yakın görüşe göre uzak görüş daha fazla etkilenir ve görme keskinliğinde düşüş olabilir. Ancak özellikle yaşlı bireylerde rahatsızlık oluşturmayan düzeyde görme bozuklukları muayene edilmeden anlaşılmayabilir.

Kortikal katarakt: Merceğin merkezinde bulunan çekirdeğin etrafını saran dış kortikal tabakalar etkilenir. Özellikle diyabet hastalığı olan kişilerde daha sık görülür. Göz muayenesinde biyomikroskop (gözde bulunan yapıları yakından gösteren ışıklı, düşük güçlü bir mikroskop) ile kolayca tespit edilse de genellikle görüşü çok fazla bozmadığı için hastalar tarafından fark edilmez. Genellikle yavaş bir şekilde ilerleyen kortikal katarakt travmaya bağlı olarak da ortaya çıkabilir.

Posterior subkapsüler katarakt: Merceğin dış arka bölümünde opaklaşma görülür. Genellikle daha gençlerde görülen bu katarakt çeşidi, kortikosteroid kullanımına, diyabete ya da travmaya bağlı oluşabilir. Görme keskinliğinde düşüş az olsa bile parlak güneş ışığı veya farlarda parlama gibi şikayetlere neden olabilir. Tipik olarak uzak ve yakın görme eşit oranda etkilenir. Nükleer katarakta göre daha hızlı ilerleme eğilimi vardır.

Konjenital katarakt: Kataraktın bir diğer çeşidi ise konjenital katarakttır. Bu çeşidinde hastalık doğuştan oluşur ve genellikle opaklaşmanın olduğu bölgeye göre yukarıdaki şekilde sınıflandırılabilir.

Katarakt Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir?

Katarakt yaşa bağlı olarak ortaya çıkabileceği gibi travma, üveit, sklerit, radyasyon, myotonik distrofi gibi sistemik hastalıkların neden olduğu metabolik etki, topikal kortikosteroid kullanımı gibi birçok farklı duruma bağlı oluşabilir. Sigara kullanımı, güneş ışığına maruziyet, kötü yaşam tarzı alışkanlıkları (düzensiz beslenme veya fiziksel aktivitenin yetersiz olması gibi), metabolik sendrom, diyabet, HIV/AIDS, sistemik kortikosteroid kullanımı veya yüksek doz inhaler (soluma ile alınan) kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımı gibi durumlar ise katarakt gelişme riskinde artışa yol açar. Kataraktın gelişmesi, acı hissedilmeyen ve bireylere göre değişebilen oranlarda yavaş veya daha hızlı ilerleyebilen bir süreçtir. Kataraktı olan hastalarda genellikle iki gözde birden belirtiler ortaya çıkar. Özellikle karşıdan gelen araçların farlarının parlaması nedeniyle gece araba kullanmada zorlanma, yol kenarındaki levhaları ya da ince yazıları okumada zorlanma gibi şikayetler görülebilir. Katarakt vakalarının çoğu 60 yaştan sonra görülse de kataraktı olan gençlerde genellikle steroid kullanımı ya da diyabet gibi risk faktörleri mevcuttur. Birçok hastada göz merceğinde opaklaşma sonucu görüşte bozulmadan ziyade yakını görmede bozulma şikayeti vardır.

Katarakt Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Katarakta bağlı oluşan şikayetler hastanın günlük yaşam ihtiyaçlarını karşılama becerisini etkilemeye başladığında ameliyat yapılabilir. Travma veya üveite bağlı oluşabilen bazı katarakt türlerinde standart dışı cerrahi teknik kullanılsa da genellikle ameliyatlar belirli bir standartta yapılır. Katarakt ameliyatında genellikle lokal (bölgesel) anestezi kullanılır; bazı durumlarda genel anestezi ile hastalar uyutularak da uygulanabilir. Katarakt cerrahisinde fakoemülsifikasyon olarak adlandırılan cerrahi teknik sık kullanılan bir yöntemdir. Bu teknikte göz üzerinde küçük bir kesi yapılarak mercek çıkarılır. Merceğin sert orta kısmının parçalanması için ultrasonik enerji ile titreşen bir iğne kullanılır. Ardından göz içine kırılma kusurlarının düzeltilmesi için yeni yapay bir mercek yerleştirilir. Küçük kesi kendi kendine kapanabilir. Genellikle hiç dikiş gerekmeden cerrahi işlem tamamlanabilir. Bu teknikte kesinin küçük olması ve dikiş kaynaklı astigmat oluşma riskinin azalması nedeniyle daha hızlı görsel iyileşme avantajı vardır. Standart ekstrakapsüler katarakt ekstraksiyonu olarak adlandırılan diğer bir cerrahi teknikte ise mercek çekirdeği büyük bir kesi yapılarak tek parça halinde çıkarılır. Ameliyat sırasında yapay bir mercek, göz içine yerleştirilir.

Katarakt Tedavisi

Katarakta bağlı şikayetlerin oluşması durumunda ana tedavi yöntemi cerrahidir. Bu nedenle cerrahi tedaviye başlanmadan önce hastalar için ameliyat gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi önemlidir. Genellikle hastanın günlük ihtiyaçlarını karşılamasına engel olabilecek düzeyde bir kataraktın varlığı, ameliyat gerekliliğini belirler. Aşağıdaki durumların varlığında hastalarda katarakt cerrahisi yapılmayabilir:

Hastalarda görme kusurlarının yeterince düzeltilmesini sağlayan gözlük kullanımı varsa

Ameliyatın görme fonksiyonunu iyileştirmesi beklenmiyorsa

Güvenli ameliyat yapılmasını engelleyebilecek tıbbi rahatsızlıklar veya göz hastalıkları varsa

Ameliyat sonrası bakım yetersizse.

Kataraktın günümüzde kullanılan ana tedavisi ameliyattır. Tedavi edilmediği durumlarda ise körlük gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle gece araba kullanırken karşıdan gelen araçların farlarından rahatsız olan, renkleri soluk gören, uzağı veya yakını göremeyen kişilerin mutlaka göz muayenesi olmak için sağlık kuruluşlarına başvurmaları gereklidir.

*Anadolu Sağlık Merkezi

Son Güncelleme: 13.08.2022 14:07
Anahtar Kelimeler:
GözKataraktGörme
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner55

banner48

banner72

banner62

banner73