Toplumun en ezilen kesimi önce kadın olmuştur.
Kadın; adalettir. Bu yüzden despot zihniyet adaleti sevmediği için kadını ezer.
Kadın susarsa adalet susar. Bilinçaltı, her zaman can alıcı noktaya ilk darbeyi indirir. Özünde Ortadoğu’da bu zihniyet bazı toplulukların erkek egemenliğinden gelmektedir. Kalıcı kılmak için despot zihniyet buna kılıf uydurarak yükü üzerinden atıp hâkimiyetini sürdürür.
Yırtıcı hayvanlar avlarını yakalamak için pusudan kalktıkları anda ilk saldırdıkları nokta nefes borusunu kesmeye yöneliktir. Nefes biterse hayat biter. Nefes biterse canlı ölür.
Kadınlar toplumun nefesidir.
Toplumu susturmak için kadını sustururlar.
Kadını kıyafetiyle özgürlük alanlarını kısıtlamakla, susturmaya başlarlar.
Kadınlara yapmış oldukları baskı, özünde topluma yapılan baskıdır, gözdağıdır.
Özgürlük ve toplumsal barış için atılan en önemli slogan “Susma sustukça sıra sana gelecek. ”sloganıdır.
Bu günlerde İran’da yaşanan toplum ayaklanması sıradan bir ayaklanma değildir.
Kolay durulacak gibi görünmüyor. Ya bulanıklık devam edecek ya durulacak. “Her toplum hak ettiği düzenle yönetilir.” derler ben buna kısmen katılırım.
Toplumların iyi niyeti başlarına bela açabilmektedir.
Hiç kimse, hiçbir ülkenin halkı, diktatörlükle yönetilmek istemez.
Diktatöre, “gel başımıza otur.” demez. Ama aldatılır, taraf edilir, uyutulur bindiği dalı kendisine kestirirler.
Devletin gücü karşısında, bireylerin hak ve özgürlüğü kısıtlıysa, orada hukuk eksiktir.
Eksik hukuk huzursuzluktur.