Merkez Bankası Eylül 2021’de %19’la başladığı faiz indirme döngüsünü bugün 150 puanlık bir adımla %9’da noktaladığını açıkladı. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi, deneyimli ekonomist Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Tüketici enflasyonunun %85,5 açıklandığı, İTO İstanbul geçinme endeksinin %108,8 de seyrettiği bir konjonktürde %9’luk MB politika faizinin ekonomide yol gösterici niteliği tamamen kaybolmuş durumda.” değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, ABD Merkez Bankasının enflasyonla mücadele kapsamında toplam 375 puan faiz arttırdığını hatırlattı. Tüm diğer ülkelerin hem enflasyonu dizginleme hem de yerel paralarının değer kaybını önleme amaçlı faizlerini yukarı çektikleri tespitini yaptı. “En son Güney Kore ve Yeni Zelanda bu yönde adımlar attı. Türkiye ise küresel ekonominin ritminin dışında rüzgâra karşı faiz indirimi uyguluyor.” dedi.
“Ticari kredi faizleri %16, ihtiyaç kredisi %31 gibi eksi reel faizle veriliyor.
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, tek haneli faizlerin seçim sürecinde kullanılacağı öngörüsünü dile getirerek bundan sonra atılabilecek adımlar hakkında bilgi verdi. “Bu ortamda rezervlerdeki erimeyi durdurmak için bankalardan swap kanalıyla borçlanma; ihracatçı dövizlerinin %40 ’ının MB’ye devri; politik tavizler karşılığı Suudi Arabistan’dan gelmesi beklenen 5 milyar dolar benzeri borçlanmalar yoluyla süreç yönetilmeye çalışılıyor. Ticari bankalara politika faizinden likidite sağlandığı gibi, Kur Korumalı Mevduat da ucuza kaynak toplamalarına olanak tanıyor. Onlardan da şirketleri ve bireyleri ucuz faizle kredilendirmeleri bekleniyor. Nitekim bu yüksek enflasyon ortamında ticari kredi faizleri %16, ihtiyaç kredisi %31 gibi eksi reel faizle veriliyor.” açıklamasını yaptı.
“Bankalar bu süreçte yüksek karlar elde ediyor.”
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ayrıca, borçlananların da mal ve hizmetlere yoğun talebinin enflasyonu daha da yukarı çektiğini, borsaya para akışının sürdüğünü ve döviz talebi de dindirilemediğini ifade etti. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Türkiye ekonomisi bu kırılgan, ekonominin genel mantığına aykırı bir tasarımla seçime kadar idare etmeye çalışacak. Ancak yeni kırılganlıklara çok açık bu yapının her an yeni sarsıntılar yaratması olasılığı oldukça yüksek görünüyor.” diyerek değerlendirmesini sonlandırdı.