Türk sinemasının en önemli oyuncularından Cüneyt Arkın 85 yaşında hayata veda etti.
Sosyal medyadaki paylaşımlar, yorumlar, yazılıp çizilenler ve cenaze töreni gösterdi ki Cüneyt Arkın bu topraklara has sentez bir kişiliğe sahip olduğu için her görüşten, düşünceden kesimlerin sevgisini ve saygısını kazanmıştır.
Cenaze törenine katılan binlerce kişinin bir kısmı alkışlarla sevgisini gösterirken, kimileri tekbir getirdi, kimileri ise sevgisini kendi yaşam tarzına uygun şekilde göstermeye çalıştı.
Her şeye muhalif ve maydanoz olmayı görev kabul eden kimileri toplumun her kesiminin gösterdiği aşırı sevgi reaksiyonu, “Ne var bu kadar büyütmeye” gibisinden laf etmekten geri duramadı.
Oysa bir sanatçıya karşı bu denli ilgi ve sevgi her zaman olmadığı gerçeğini algılamamışlardı.
Ülke sevgisi, barış ve kardeşlik, ülke gerçekleri temelinde birleştirici ve bir araya getirici özelliklere sahip Cüneyt Arkın gibi sanatçılar ender olarak vardır.
Bugün 70 yaşındaki biriside, 7 yaşındaki de Cüneyt Arkın’ı tanır, adını bilir.
Cüneyt Arkın üç kuşak boyunca sevilen, saygı duyulan bir sanatçıydı.
Benim bildiğim üç kuşağın bu denli sevdiği, ilgi gösterdiği başka bir sanatçı yok.
Özünde erdemli ve dürüst bir duruşa sahip iyi bir Atatürkçü ve Cumhuriyet devrimlerine bağlı kişilikti.
Son 20 yılda sanatçı kimliğini bir takım maddi beklentiler veya statü için terk eden kimleri görmedik ki.
Cüneyt Arkın öyle olmadı.
Majestelerinin değil gerçekten halkın sanatçısıydı.
Belki de halk bu özelliğini gördüğü için ondan dolayı çok sevdi.
Filmlerinde ki kahramanlıkları, haksızlıklara karşı duruşu bizi daha çok küçük yaşlarda etkisi altına almaya başlamıştı.
Tahta kılıçlar yaparak Malkoçoğlu, kimi zaman korkusuz komiser Kemal veya başka bir karakterini çocuk halimizle adeta yaşardık.
Yılmaz Güney, Tarık Akan, Fatma Girik, Türkan Şoray, Sadri Alışık, Ayhan Işık gibi unutulmaz sanatçılarla birlikte Cüneyt Arkın’da bu topraklarda saygıyla anılmaya devam edecek.
Cüneyt Arkın unutulmayacak.
