BURSA (AA) - Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, "İçten yanmalı motorlarla çalışan mekanik araçlar yerini elektrikli, birbiriyle bağlantılı otonom yani yapay zeka tarafından idare edilen yazılım ağırlıklı parçalara bırakıyor. Kısacası yakın gelecekte sektörümüzün kapsamı, kullandığı girdiler ve ortaya çıkardığı ürünlerin çok değiştiğini göreceğiz." dedi.
OİB tarafından Ticaret Bakanlığının desteğiyle, Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) koordinatörlüğünde bu yıl 10'uncusu çevrim içi düzenlenen "Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması" başladı. Gün boyu devam edecek program, ödül töreniyle sona erecek.
"Hareketlilik ekosisteminde çözümler" temalı programın açılışında moderatör Serdar Kuzuloğlu'nun sorularını yanıtlayan Çelik, OİB'in Türkiye'de ihracat yapan tüm otomotiv ana ve tedarik sanayi ihracatçılarının koordinatör birliği olarak 30 yıldır faaliyetlerine ara vermeden devam ettiğini anlattı.
Çelik, endüstri üretiminin katma değerini artırıp, yeni teknolojileri benimseyerek, değişen tüketici davranışlarına ve küresel toplumun duyarlılıklarına cevap verebilmenin, ihracat değerini artıracağı düşüncesiyle adımlar attıklarını aktardı.
Otomotiv endüstrisinin, 15 yıldır sürdürdüğü sektörel bazlı ihracat şampiyonluğuyla Türkiye'nin dış satımında lokomotif sektörü olmayı sürdürdüğünü hatırlatan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ülke ihracatının yaklaşık 6'da 1'ini tek başına gerçekleştiriyor ve üretimde de ülkenin önemli sektörlerinden biri otomotiv endüstrisi. 2018 yılında Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu kırarak kendi sektöründe 31,6 milyar dolarlık bir ihracata ulaştı. Geçen yıl ise maalesef yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin pek çok sektörde olduğu gibi otomotiv endüstrisinde yol açtığı yıkıcı etkiye rağmen 25,5 milyar dolarlık bir ihracata ulaştık. Üretimde çalışan işçilerden mühendislere ve diğer kadrolara kadar hemen her alanda kaliteli iş gücüne sahip endüstrinin yalnızca ana sanayi üretimindeki istihdam hacmi 50 bin seviyesinde. Buna tedarikçiler, bayilikler, servisler gibi üretim harici çalışanları eklediğimizde istihdamın yarım milyonu geçtiğini görüyoruz. Kısaca endüstrimiz net ihracat gelirinden de istihdama kadar ülke ekonomisine en güçlü katkıyı yapan sektörlerden biri. Türk otomotiv endüstrisi yalnızca ulusal değil, küresel çapta da önemli bir yere sahip. Avrupa'nın en önemli üretim merkezlerinden biri konumunda yer alıyor ve dünyanın 14'üncü, Avrupa'nın ise 4'üncü büyük motorlu araç üreticisi durumunda."
- "Yarı iletken çip krizi maalesef devam etmekte"
Baran Çelik, endüstrinin gücünün kendilerine gurur verdiğini ancak daha fazlası için çalıştıklarını vurguladı.
Otomotiv endüstrisinde, mobilite ekosisteminde küresel çapta yaşanan gelişmeleri büyük ilgiyle takip ettiklerine değinen Çelik, "Dijitalleşme ve sürdürülebilir kalkınma kavramlarının damga vurduğu günümüzde mobilite büyük bir dönüşüm içinde. Bu güncel dönüşüm, mekanik sistemler yerine elektronik sistemlerde yaşanan gelişmelerde karşılık buluyor. İçten yanmalı motorlarla çalışan mekanik araçlar yerini elektrikli, birbiriyle bağlantılı otonom yani yapay zeka tarafından idare edilen yazılım ağırlıklı parçalara bırakıyor. Kısacası yakın gelecekte sektörümüzün kapsamı, kullandığı girdiler ve ortaya çıkardığı ürünlerin çok değiştiğini göreceğiz." ifadelerini kullandı.
Çelik, 2020 yılında salgın nedeniyle ortaya çıkan beklenmedik gelişmelerin, kaçınılmaz olarak görülen dönüşümü hızlandırdığını belirtti.
Salgının etkilerinin devam ettiği bu dönemde üretimi ve küresel ticareti korumak amacıyla art arda önlemler alındığını kaydeden Çelik, şunları dile getirdi:
"Örneğin yarı iletken çip krizi maalesef devam etmekte ve gerek firmalar gerekse devletler bu konuda büyük yatırım destekleri ortaya koyuyorlar. Küresel iklim değişikliğinin artan etkileri de bu krizleri derinleştiriyor. Dünyanın en büyük çip üreticisi olan Tayvan merkezli firmanın üretimi, ülkede yaşanan kuraklık nedeniyle sekteye uğruyor çünkü yalnızca bu firma çip üretimi için günde 156 bin ton su harcıyor. İşte bu ve bu gibi yeni krizler, yenilikçi çözüm ihtiyaçlarını doğuruyor. Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması'nın bu yılki teması olan 'mobilite çözümleri' de yenilikçi çözümlerin Türkiye'den çıkmasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Yaşadığımız büyük dönüşüme cevap verebilmek, bu doğrultuda adımlar atmak, endüstrinin geleceği açısından hayati önem taşıyor. Çünkü bu dönüşüm ülkemiz için birçok fırsatı barındırıyor. Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan ülkemizin, bu dönüşümün önemli bir parçası olacağını düşünüyoruz. Bu noktada OİB olarak hedefimiz, Türkiye'nin dünya çapında güçlü üretim merkezi konumuna, tasarım ve Ar-Ge alanındaki yeteneklerini de eklemek. Bu dönüşüm süresinde genç nüfusumuzun öncü olacak yetkinlikte olduğunun farkındayız. Ülkemizin gençlerinin çözüm üretme ve tasarlama yeteneklerini destekleyerek bu yolda önlerini açmak istiyoruz. Bu amaçla yeni yatırımlara, genç girişimcilere önemli destekler veriyoruz."
- Endüstride yerlilik oranı
Çelik, otomotiv endüstrisinde yerlilik oranının yüzde 60-70 civarında olduğunu bildirdi.
Bunun çok önemli bir oran olduğuna işaret eden Çelik, "Birçok Batı ülkesinde olmayan oranlar bunlar ancak 'büyük dönüşüm, yıkıcı dönüşüm' diyoruz, birçok ürün yok oluyor bu dönüşümün içinde. Otomotiv endüstrisinin mobilite ekosistemi olarak artık dillendiriliyor. Baktığınızda bunun sonucunda ortaya çıkan yeni ürünler, yeni teknolojiler üretimi noktasında çok ileri aşamada olduğumuzu söylemek çok mümkün değil. Bu noktada özel teşviklere, özel desteklere ihtiyaç var." diye konuştu.
Çelik, katma değerin neredeyse yüzde 80'inin, bu yıkıcı dönüşüm sonrası ortaya çıkacak yeni yenilikçi teknolojiler sonrasında oluşacağına dikkati çekti.
Geleneksel üretim yöntemleri ile yapılan ürünlerin, katma değerin ve karın çok küçük paydası, payı olacağını, bu bakımdan önem taşıdığını dile getiren Çelik, "Eğer bu süreçte gerekli adımları atamazsak, tüm sektör oyuncuları ve devlet olarak, hükümet, tüm devletin kurumları, ülke olarak bu adımları desteklemezsek, otomotiv endüstrisinde gelmiş olduğumuz bu noktaları kaybetme riskiyle karşı karşıyayız ama bunun bilincinde herkes ve o bağlamda son sürat, tam gaz çalışıyor." değerlendirmesini yaptı.