Bizim insanlarımız acısını, derdini kalbine gömenlerdir. Cumhuriyet öncesi Kars, Ardahan, Oltu, Gümrü, Erivan’da yaşayan halkımız, kırk yıllık Çarlık Rusya yönetiminde kalmışlardır. Ermenilerin bölgedeki yönetime yakın olmaları, çoğu yerde yönetici olmaları ve karakollarda ki vazifeleri nedeni ile elde ettikleri avantajı çok kötü bir şekilde kullanmışlardır. Halkımız, Ermeni çetelerinden ve milis güçlerinden çok çekmiştir. Akla gelen gelmeyen insanın, insana uygulamayacağı her hile, insanlık dışı ölüm, yıkım, yakma, işkence ve yağmalamayı oradaki halkımıza yapmışlardır. Bu yapılan zulümlerin çok azı yazılmıştır. Binlerce yaşanmış acılar ancak halk arasında anlatımla kalmıştır. Dilden dile dolaşan bu olayların bir kısmı yakın tarihte okuyan kuşağa rastlamışsa da yazıya döküleni az olmuştur. Ancak şimdi su yüzüne çıkmaya başladı. Çocukluğumuzda babamızdan annemizden Ermeni zulümlerini dinlerdik, onlarda Cumhuriyet’te doğdukları için duyduklarını aktarıyorlardı. Yazan yoktu, Annem kolay kızmazdı kızarsa, tepkisini belirtmek için kızdığına Ay Ermeni diye hitap ederdi. Ermenilerin zulüm kalıntıları, söylemlerine ve sözlerine yerleşmişti.
Ermeniler yaptıkları bunca zulümlere rağmen, Dünya kamuoyunda kendilerini mağdur göstermeyi başarmışlardır. Tabi bunda Dünya’daki siyasetçilerin, seçimlerin ve oy dengesinin payı büyüktür. Menfaat öne çıkınca, Dünyadaki hak, hukuk, haklı, haksız dengesi değişiyor. Gönül ister ki insanlık adına, Dünya’daki adalet ve hak anlayışı doğru inşa edilmiş olsun.
Oysa halkımız Ermeni halkıyla iç içe yaşadığı dönem aralarında dostluk ve insani iyi ilişkilerde mevcuttu.
Değerli dostum Öğretmen Agâh Adıgüzel iki adet yeni kitap çıkardı. 1) DUVARDAKİ KILIÇ, 2) MALAKAN KIZI. Doğuda bu iki halkın dostça birlikte yaşarken nasıl düşmanlaştırıldıklarını anlatmış. Yapılan baskı ve zulümleri ilk ağızdan, Oruç amcadan dinlemiş abartmadan kitaba dökmüş. Oruç, 15 yaşındayken baskılardan dolayı gece ailece Gümrü’den kaçmışlar, yolda Ermeni milis güçleri babasıyla birlikte onlarca insanı kılıçtan geçirmiş. Annesi ve kardeşleri ile sığındıkları kayanın arkasından çıkıp yola devam ederken, çeteler annesini esir almış. 5 aylık bebek kız kardeşi açlıktan yolda ölmüş, okuyunca insan, insanlığından utanıyor. Daha fazlasını kitaptan okumanızı tavsiye ederim. Bu değerli kitapları bize kazandırdığı için Öğretmen Agâh Adıgüzel’e teşekkür ederim. Üzülsek de gerçeklerden kaçamayız. Gelinen insanlığın noktası bellidir.