Fatura her zaman kaybedene kesilir.
Burada kaybeden kim?
Demiştimler, zatenler, belliydiler, olacağı buydular akla gelen tüm pişmanlıklar dökülür.
Güya kendince günahından arınır.
Saf, temiz günahsız olup çıkar, eleştiren günahsız.!!
Bu tavır çözüm mü?
Hayır.
Ama rahatlama esi.
Unutur mu tüm emeğini?
Hayır.
Şoke olduğu sonuçla, canını yakar acıtır. Ne fayda ne ilktir nede son. Önce Baykal, sonra Kılıçdaroğlu dönemi.
Kaybedişler.
Sorunun kaynağı her zaman gözden kaçar.
Ara sıra hatırlatan olsa da sözde kalır.
Parti Genel merkezinde, Tepeden bindirmeler olduğu süreçte doğru sonuca varamazsınız.
Parti içi adaletli seçimler olmadığı süreçte iyi bir sonuç almak mümkün değil.
Her şey bilinçli üyeden geçer. Sorunun sahipleri ve davaya inananlar sorunları çözerler.
- Yama ile elbise yenilenmez.
- Yırtık kapatılmış olur.
Mahalle delege seçimlerinde, ilçe başkanlığı seçimlerinde, il başkanlığı seçimlerinde üye kendi iradesi ile hareket etmiyorsa, daha ilerisinden adaletli sonuç beklemesi ve başarılı parti yönetimi beklemesi boşunadır.
-Boşuna seçilenler fikir üretmezler.
Maşa olurlar, oysa bizim Ülkemiz için, maşaları kullanacak el, bilek, kafa olmamız gerekiyor.
SEÇİLENLER, SEÇENLERDEN KOPUK, LÜKS İÇİNDE YAŞADIĞI MÜDDETCE, SEÇENİN SORUNLARINI BİLMEZLER VE ÇÖZÜM ÜRETEMEZLER.