Kafanız dönüyorsa dikkat!

SAĞLIK

Vertigo toplumda sık olarak görülür. Ancak toplum içerisinde vertigonun tanımı ve tedavisi ile ilgili çok sayıda doğru olmayan bilgi dolanmaktadır.

Vertigo nedir, neden olur?

Vertigo nasıl tedavi edilir?

Tüm bu soruların cevabını yazının devamında bulabilirsiniz.

Vertigo Nedir?

Vertigo, kişinin etrafındakileri dönüyormuş gibi algıladığı bir baş dönmesi şeklidir. Vertigo bir hastalık olmaktan ziyade birçok farklı hastalıkta ortak olarak görülebilen bir belirtidir. İç kulak, beyin ve bu ikisi arasındaki sinir yolağında meydana gelen rahatsızlıklar vertigoya neden olabilir.

Vertigo geçici bir durum olabileceği gibi kişiyi uzun süre etkileyebilir.

Vertigo, kendi içerisinde farklı gruplara ayrılabilir:

Çevresel (Periferik) Vertigo: Toplam vertigo vakalarının yaklaşık %80’inde periferik vertigo görülür. Periferik vertigo genellikle iç kulakla ilgili bir sorun sonucunda ortaya çıkar. İç kulakta yer alan küçük organlar yerçekimi algılamak ve beyne kişinin pozisyonu ile ilgili bilgiler göndermekle görevlidir. Bu bağlantı sayesinde kişiler ayaktayken dengesini sağlayabilir. Bu bağlantıdaki herhangi bir sorun vertigo oluşumu ile sonuçlanır.

Merkezi (Santral) Vertigo: Beyin kökü veya beyincik ile yani merkezi sinir sistemi ile ilgili problemler merkezi vertigo oluşumuna sebebiyet verir. Toplam vertigo vakaları içerisinde merkezi olanların oranı yaklaşık %20’dir.

Vertigo Belirtileri Nelerdir?

Vertigosu olan kişiler kendilerini veya çevresindekileri dönüyormuş, hareket ediyormuş gibi algılar. Vertigonun kendisi de bir belirti olmakla beraber diğer bazı semptomlarla birliktelik gösterebilir. Vertigo ile birlikte görülebilen semptomlardan bazıları:

Denge problemleri

Sersemlik

Hareketle birlikte hasta olma (yol tutması) hissi

Mide bulantısı, kusma

Kulak çınlaması (tinnitus)

Kulakta dolgunluk hissi, kulak tıkanması

Baş ağrısı

Gözlerin kontrolsüz bir şekilde titreme benzeri bir tarafa doğru kayması, nystagmus

Vertigo Neden Olur?

Vertigo, iç kulakta yer alan ve dengeden sorumlu olan yapılardaki bir bozukluk veya merkezi sinir sisteminde bir sorun olması nedeniyle oluşur. Vertigoya neden olan rahatsızlıklar şu şekilde sıralanabilir:

Labirentit: İç kulakta işitme ve dengeden sorumlu vestibülokoklear sinirin bulunduğu labirent adı verilen bir yapı bulunur. Labirentit, bu yapıda enfeksiyon sonucu iltihaplanma oluşmasıdır. İç kulaktaki bu iltihaplanma, vestibülokoklear sinirin fonksiyonunu bozar. Baş hareketleri, vücut pozisyonu, işitme gibi pek çok işlevi olan vestibülokoklear sinirin hasar görmesi sonucu beyne mesaj iletiminde aksaklıklar meydana gelir. Sonuç olarak labirentit sorunu yaşayan kişiler vertigodan işitme kaybına, baş ağrısından kulak çınlamasına kadar uzanan semptomlardan bazılarını gösterebilir.

Vestibüler Nörit: Vestibüler sinirin iltihaplanması vestibüler nörit olarak adlandırılır. Bu hastalık labirentite benzemekle birlikte vestibüler nöritte kişinin işitmesi etkilenmez. Vestibüler nörit hastalarında; vertigo, bulanık görme, şiddetli mide bulantısı, denge kaybı, düşme gibi belirtiler görülebilir.

Kolesteatom: Kolesteatom, genellikle tekrarlayan enfeksiyonlara bağlı olarak orta kulakta gelişen kanseröz olmayan ben benzeri bir yapıdır. Kolesteatom kulak zarının arkasına doğru büyüdükçe kulaktaki kemik yapılarına hasar vererek işitme vertigo ve işitme kaybı gibi sorunlara yol açabilir.

Meniere Hastalığı: Meniere hastalığı iç kulakta sıvı birikmesine bağlı olarak ortaya çıkan ve vertigo ataklarına neden olan bir hastalıktır. Meniere hastalığına sahip kişilerde vertigoya ek olarak işitme kaybı ve kulak çınlaması gibi belirtiler de oluşabilir. Bu hastalık en sık 40-60 yaş aralığındaki kişilerde görülür. Meniere hastalığının nasıl geliştiği henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Hastalığın kan damarlarındaki daralma veya otoimmün kaynaklı olabileceği düşünülmektedir. Enfeksiyon ve genetik yatkınlığın da hastalık gelişiminde rol alabileceğini gösteren bulgular vardır.

Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV): İç kulakta otolit organlar olarak bilinen sıvı ve kalsiyum karbonat kristallerini içeren yapılar bulunur. BPPV’de kalsiyum karbonat kristalleri olması gerektiği yerden çıkarak yarım daire kanallarına düşer. Yarım daire kanalına düşen bu kristaller, her harekette kanal içerisindeki duyusal saç hücrelerine dokunur. Kristallerin bu yanlış yerleşimi nedeniyle beyin kulaktan pozisyon ve hareket ile ilgili doğru bilgi alamaz. Bu durumda baş dönmesi ve vertigoya neden olur. BPPV’de hastalar genellikle 1 dakikadan kısa süre vertigo atakları yaşar. Ancak bu hastalarda da mide bulantısı gibi semptomlar ortaya çıkabilir.

Vertigoya neden olan diğer bazı durumlar ise şu şekilde sayılabilir:

Migren

Kafa travması

Kulak cerrahisi

Perilenfatik fistül (İç kulak ve orta kulak arasındaki zarın yırtılması sonucu kulak sıvısının orta kulağa doğru akması)

Zona hastalığı

Otoskleroz (İç kulakta yer alan kemiklerin büyümesi)

Sifiliz

Ataksi

İnme

Beyincik ya da beyin kökünü ilgilendiren hastalıklar

Akustik nörinom

Multipl Skleroz (MS) hastalığı

Vertigo Teşhisi Nasıl Konulur?

Vertigo teşhisi için doktora başvuran kişilerden ayrıntılı bir tıbbi öykü alınır. Böylece hastadaki baş dönmesinin olası sebepleri berlirlenmeye çalışılır. Baş dönmesine neden olabilecek durumların tespiti için muayene, kan tahlili, ultrason ya da MR gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir.

Baş dönmesi ile başvuran hastalarda sık yapılan nörolojik muayene çeşitlerinden bazıları şu şekildedir:

Nistagmus adı verilen göz hareketelerinin incelenmesi

Baş sallama testi

Romberg Testi: Doktor hatadan ayağa kalkmasını ve dik bir şekilde durmasını söyler. Daha sonra hastadan ayaklarını birleştirmesini ve gözlerini kapatmasını ister. Hastanın gözlerini kapattıktan sonra dengesinin bozulması hastada merkezi sinir sistemi ile ilgili bir sorun olabileceğine işaret eder.

Fukuda-Unterberger Testi: Bu testte hastadan gözleri kapalı olarak olduğu yerde 30 saniye boyunca yürüyormuş gibi yapması istenir. Hasta durduğunda bir tarafa doğru dönmüşse bu durum hastanın iç kulakla ilgili bir sıkıntısı olduğunun göstergesi olabilir.

Günümüzde yaygınlaşmaya başlayan VNG testi: bir gözlük ve bilgisayar yardımı ile göz hareketleri ve görme kas hareketlerinin değerlendirilmesi.

Kalorik testler ile VNG cihazı eşliğinde göz hareketlerinin değerlendirilmesi.

Vertigo ile Birlikte Ortaya Çıkan Semptomlar Nelerdir?

Vertigo, gebe kadınlarda toplumun geri kalanına göre daha sık görülen bir problemdir. Hamilelikteki hormonal değişimler gebenin vücudundaki sıvı dengesinin de değişmesine neden olur. İç kulaktaki sıvı da bu değişimden etkilenir. Dolayısıyla gebelerde sıvı değişimine bağlı olarak vertigo, mide bulantısı, işitme güçlüğü, denge problemleri, kulak dolgunluğu gibi sorunlar oluşabilir. Mide bulantısı şikayetleri gebeliğin başlarında daha yoğunken gebeliğin sonuna doğru azalır. Denge bozuklukları ise gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterinde artış gösterir. Kişinin vücudu, hormonal değişimlere bağlı sıvı değişimlerine adapte oldukça vertigoda da azalma görülebilir.

Gebelikte bulantı, vertigo, denge kaybı gibi pek çok farklı semptomu hafifletmeye yarayan ilaçlar mevcuttur. Ancak hemilelerin bu ilaçları kullanmadan önce mutlaka doktoruna başvurması ve doktor onayı aldıktan sonra uygun ilaçlara başlaması gerekir.

Vertigo Krizinde Ne Yapılmalıdır?

Vertigo bazı durumlarda tedaviye ihtiyaç duymadan kendiliğinden geçer. Ancak vertigonun kalıcı olarak düzeltilebilmesi için bu duruma sebep olan durumun ortadan kaldırılması gerekir.

Enfeksiyona bağlı gelişen vertigo tedavisi için antibiyotik veya Zona hastalığına bağlı gelişen vertigo için antiviral ilaçlar tedavide kullanılabilir.

Vertigoyla birlikte görülebilen mide bulantısı, kusma, yol tutması gibi belirtilerin hafifletilmesi için hastaya antihistaminik veya antiemetik (bulantı önleyici) ilaçlar verilebilir.

Vertigonun tedavisinde cerrahi işlemler de diğer tedavi seçeneklerinin işe yaramadığı durumlarda tercih edilebilir. BPPV ve akustik nörinom, tedavisinde cerrahinin kullanılmasının uygun olduğu iki rahatsızlıktır.

Vertigo hastalarındaki denge kaybı ve baş dönmesi şikayetleri ciddi yaralanmalara yol açabilir. Bu nedenle vertigo, tanısı ve tedavisi aksatılmaması gereken bir durumdur. Vertigonun altında yatan nedenin bulunması ve tedavi edilmesi kişiyi düşme gibi olası risklerden korur ve kişinin yaşam kalitesini artırır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.