DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası'nın grevi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla 60 gün yasaklandı. Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar da söz konusu karara tepki gösterdi.
Genel Başkan Özkan Atar yazılı bir açıklama yayımladı, ‘’ Grevlerimiz, üyelerimizin kabul edeceği adil bir toplu iş sözleşmesi imzalanıncaya kadar dün olduğu şekliyle sürecektir’’dedi.
Açıklama şöyle:
‘’Anayasa’ya aykırı grev yasaklarını tanımıyoruz! Değerli basın emekçileri, Sendikamızın örgütlü olduğu 5 işletme grev sürecindedir. 4’ü MESS üyesi olan ve trafo sektöründe bulunan bu 5 işletme şunlar: GE Grid Solutions, Hitachi Energy, Schneider Elektrik, Arıtaş Kriyojenik ile Green Transfo. Bu işletmeden 4’ü MESS üyesiyken Green Transfo ise geçtiğimiz ay MESS’ten ayrıldı. Bu işletmelerden Hitachi işletmesinin Kartal, Tuzla, Dilovası ve Dudullu'daki fabrikalarında grevimiz 4 Aralık’ta başladı ve kararlılıkla sürüyor. GE Grid Solutions ve Schneider Elektrik işletmelerine bağlı 3 fabrikada dün (13 Aralık Cuma) greve çıktık. Bunların dışında, Balıkesir Gönen’de bulunan MESS üyesi Arıtaş Kriyojenik fabrikasında 19 Aralık günü, Kocaeli/Çayırova’da bulunan Green Transfo fabrikasında ise 25 Aralık günü greve çıkacağız. Böylece 5 işletmeye bağlı 9 fabrikada yaklaşık 2 bin üyemiz greve çıkmış olacak.
NEDEN GREVDE OLDUĞUMUZU GÜNLERDiR AÇIKLIYORUZ
Şimdi kısaca yeniden belirtmek istiyorum: Yoksulluk sınırının altında düşük ücretlerle çalışan, sürekli reel ücret kaybına uğrayan metal işçilerinin ücretlerinde biraz olsun iyileştirmek, insanca yaşamalarını sağlamak amacıyla yüzde 125 oranında ücret zammı talep ettik. Aylarca süren görüşmelerde MESS bize yüzde 40 oranında ücret zammı teklif etti. Bu oranın anlamı, metal işçilerinin açlık sınırında ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya devam etmeleri anlamına geldiğinden anlaşma sağlanamadı. Sendikamızın bu süreci masada bitirme çabasına rağmen maalesef talep ve beklentilerimize uygun bir ücret zammı teklifi verilmedi. Bunun yanında, hiçbir talebimiz kabul edilmediği gibi haklarımızı geriye götürmeyi hedefleyen karşı tekliflerle karlı karşıyayız. MESS, metal işçilerine açlık ve sefaleti reva görüyor.
7 FABRİKADA 1600 CİVARINDAKI ÜYEMİZ GREVDEDİR
Değerli basın emekçileri, Bugün itibariyle 7 fabrikada 1600 civarındaki üyemiz grevdedir. Önümüzdeki günlerde 2 fabrikada daha 400 üyemiz greve başlayacaktır. Bütün bu gelişmelere rağmen dün gece yarısı Resmi Gazetede yayımlanan 13.12.2024 tarih ve 9231 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 4 işletmeye bağlı 10 fabrika için grevlerimiz “ertelenmiştir.” Öncelikle belirtmek isteriz ki bu karar bir erteleme değil, yasaklamadır. Çünkü, erteleme grevlerin daha sonra yapılması anlamını taşır. Oysa burada yapılan, “erteleme” adı altında yasaklamadır; çünkü daha sonra yapılması söz konusu değildir. Grevlerimizi yasaklama kararının gerekçesi, “milli güvenliği bozucu nitelikte” olmasıdır. Grev yasaklamalarının yapıldığı işyerleri trafo üreten ve ürettiklerinin tümünü de ihraç eden işletmelerdir. Dolayısıyla, bu fabrikaların yurt içine yönelik üretimleri yoktur ve bu nedenle de Türkiye’nin milli güvenliği bozması sözkonusu olamaz. Ayrıca, trafo üreten fabrikaların milli güvenliği nasıl bozduğunu anlamak mümkün değildir. Grev yasaklama kapsamında bulunan fabrikalardan birisi de Balıkesir/Gönen’de bulunan MESS üyesi Arıtaş Kriyojenik işyeridir. Bu fabrika kriyojenik üretimi yapmaktadır. Yapılan üretim düşük sıcaklıklarda sıvılaştırılmış gazların depolanması ve taşınması için tasarlanmış depolardır. Sıvı gazın taşınması için yapılan üretim, milli güvenliği nasıl bozmaktadır? Üstelik Türkiye’de bu üretimleri yapan bu işletmeler dışında onlarca işletme vardır. Yine grev kararı aldığımız bir başka işletme olan ve MESS üyesi olmayan Green Transfo işyerinde ise grev kararımız yasaklanmamıştır. Dolayısıyla aynı işi yapan bir fabrikada grev milli güvenliği bozarken, bir başka fabrikada ise milli güvenliği bozmamaktadır. Bu durum nasıl açıklanacaktır bilemiyoruz.
YASAKLAMA SADECE 4 İŞLETME İÇİN YAPILMIŞTIR
Diğer yandan çeşitli sektörlerde halen devam eden çok sayıda grev varken üstelik sendikamızın örgütlü olduğu Mersen işyerinde de aylardır grevimiz sürerken yasaklama sadece 4 işletme için yapılmıştır. Diğer hiçbir işletme milli güvenliği bozmamakta ama MESS’e üye 4 işletme mi milli güvenliği bozmaktadır? Bütün bunlar grev yasağının ne kadar hukuk dışı olduğunun özetidir. Yasaklanan grevlerin olduğu işletmeler MESS’e üyedir. Sadece MESS üyesi işletmelerdeki grevler tam da adrese teslim olarak yasaklanmıştır. Oysa birkaç ay önce MESS’ten ayrılan ve yine grev kararı aldığımız bir işyeri olan Green Transfo’da grev yasaklanmamıştır. Bunun anlamı açıktır. Yapılan işlemin milli güvenlikle ilgisi yoktur ve bir sermaye örgütünün korunmasından başka bir anlamı da yoktur. Değerli basın emekçileri, Günlerdir belirtiyoruz. Sakın ola grev yasaklama yoluna gitmeyin ve grev yasaklarından medet ummayın, diye…
METAL İŞÇİLERİ İLK DEFA GREV YASAKLARI İLE KARŞILAŞMIYOR
2003 -2023 dönemi içerisinde (AKP dönemi) toplam 19 “Grev Erteleme” kararı verilmiştir. Bu dönem içinde ertelenen grevlere 195 bin işçi katılacaktı. Bu yasaklar nedeniyle 195 bin işçinin özgür toplu pazarlık hakkını kullanması iktidar tarafından engellenmiştir. Yasaklanan grevler arasında bulunan, 29 Ocak 2015 tarihinde 22 işyerinde, 19 Şubat 2015 tarihinde ise 20 işyerinde uygulanmak üzere alınan grev kararı, 30 Ocak 2015 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile ertelenmiş, bu karar üzerine Anayasa Mahkemesi’ne gidilmiştir. Anayasa Mahkemesi, (2015/14862 - Karar Tarihi: 9/5/2018 - R.G. Tarih ve Sayı: 20/7/2018-30484) grevin ertelenmesine ilişkin ilk derece mahkemelerinin kararlarında ortaya konan gerekçelerin ilgili ve yeterli olmadığı sonucuna varıldığından Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar vermiş ve 50.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir. Daha önce yasaklama yapılan işyerleri arasında bugün yeniden yasaklama yapılan işyerleri de bulunmaktadır. Dolayısıyla, şimdi yapılan yasaklama Anayasa Mahkemesi tarafından hukuka uygun bulunmamıştır. Anayasa Mahkemesi, “millî güvenlik” kavramının uygulayıcıların kişisel görüş ve anlayışlarına göre genişleyebilecek, öznel yorumlara elverişli, bu nedenle de keyfiliğe dek varabilir çeşitli ve aşamalı uygulamalara yol açacak genel bir kavram olduğunu, Bakanlar Kurulu kararında yalnızca grevin ertelenme sebebinin zikredildiği, bunun dışında bir açıklamaya yer verilmediğini, Grevin uygulandığı işyerlerindeki üretimin bir süre durmasının millî güvenliği nasıl ve ne şekilde bozduğunun açıkça ortaya konulması gerektiğini, ikna edici bir gerekçe olmaksızın çok geniş bir şekilde yorumlanmasının ekonomik bazı sonuçları olacak olan bütün grevlerin millî güvenliği bozabileceği sonucuna ulaştırabilecek ve Anayasal haklara demokratik toplumda gerekli olmayan ve ölçüsüz müdahalelere yol açabileceğini, Somut olayda ise idarenin MESS ile yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde başvurucu sendikanın temsil ettiği otuz sekiz işyerinin tamamı için grev erteleme kararı aldığını, söz konusu kararı için ikna edici bir açıklama getirmediğini, Sendikaya YHK'ya başvurmaktan başka seçenek bırakılmadığını ve söz konusu erteleme kararı ile anayasal bir hak olan grev ve toplu sözleşme hakkının kullanılmasının fiilen anlamsız hâle geldiğini, işçilerin grev yaparak işverenleri daha avantajlı bir toplu iş sözleşmesi yapmaya zorlama fırsatını kullanamadığını belirterek, grevin ertelenmesine ilişkin derece mahkemelerinin kararlarında ortaya konan gerekçelerin ilgili ve yeterli olmadığı sonucuna varıldığından Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeler bugün de aynı şekilde geçerlidir.
Değerli basın emekçileri, Günlerdir açıkladığımız gibi metal işçileri anayasal haklarına sahip çıkacak ve hukuk dışı bu karar yerine Anayasa’dan doğan haklarını kullanmaya devam edeceklerdir.
SİYASİ İKTİDAR ANAYASA VE KARARLARINA SAYGI DUYMALI
Siyasi iktidar da Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymalıdır. Anayasa Mahkemesi’nin sendikamızla ilgili verdiği kararın yanı sıra Kristal-İş Sendikası’nın2014 yılında yaptığı başvurusu üzerine bir başka kararı da vardır ve bu kararda da grev yasağının Anayasa’ya aykırı olduğu belirtilmektedir. Şimdi metal işçileri Anayasa’dan doğan haklarına sahip çıkacak ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayacak ve grevlerini sürdürecektir. Grevlerimiz, üyelerimizin kabul edeceği adil bir toplu iş sözleşmesi imzalanıncaya kadar dün olduğu şekliyle sürecektir. Sermaye ve iktidara düşen görev, grevleri yasaklayarak özgür toplu sözleşme hakkını engellemek değil, işçilerin talep ve beklentilerinin gereğinin yerine getirilmesidir.’’ *Haber Merkezi